TBMM bütçe tasarısını kim hazırlar? Yanıt basit, tartışma büyük.
Bunu açık açık söylemenin zamanı geldi: Türkiye’de bütçeyi kâğıda döken el TBMM değil, yürütmenin elidir. Sorunun dahası şu: Bu normal mi, sağlıklı mı, demokratik mi? Bütçe, bir ülkenin siyasal kontratıdır; öncelikleriniz, risk iştahınız, sosyal adalet anlayışınız satır aralarında saklıdır. O halde “TBMM bütçe tasarısını kim hazırlar?” sorusu; sadece teknik bir prosedür meselesi değil, iktidar–denetim dengesinin röntgenidir.
Yasal resim: Tasarıdan teklife, parlamentodan komisyona
2017 sonrası mimaride bütçenin adı ve sahibi değişti: Artık “bütçe kanunu teklifi” Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıp TBMM’ye gönderiliyor. Sürecin motoru Strateji ve Bütçe Başkanlığı; bakanlıklar ve kamu idarelerinden veri toplar, makro çerçeveyi kurar, harcama-tahsilat projeksiyonlarını tek metinde birleştirir. TBMM ise Plan ve Bütçe Komisyonu’nda satır satır görüşür, Genel Kurul’da oylayıp yasalaştırır. Kâğıt üzerinde yasama denetimi var; pratikte ise zaman baskısı, veri asimetrisi ve yürütme çoğunluğu bu denetimi zayıflatır.
Güç nerede yoğunlaşıyor? Şeffaflık ve denge testi
Bütçe hazırlama gücü bugün yürütmede yoğunlaşıyor. Bu yoğunlaşma üç açıdan sorunlu:
- Veri üstünlüğü yürütmede: Varsayımlar, risk senaryoları, hassas teslimatlar (ör. KÖİ garantileri, kur ve faiz şokları) öncelikle SBB’nin elinde. TBMM, çoğu kez “hangi kalemlerde ne gizli kaldı?” sorusuna net yanıt alamıyor.
- Zaman baskısı yasamada: Sonbahar takviminde Komisyon ve Genel Kurul maratonu gerçek analizi zorlaştırıyor. Yüzlerce sayfalık cetvelleri haftalara sıkıştırınca, denetim “formalite” kokuyor.
- Sistemik ek yollar: Yıl ortasında ek bütçe, yıl sonu ödenek aktarmaları, “torba kanun” ile alan genişletme… Tüm bunlar bütçeyi bir defalık siyasal çek’e çeviriyor.
“TBMM isterse değiştirir” mi? Teoriden pratiğe soğuk duş
Evet, TBMM değişiklik yapabilir. Peki yapıyor mu? Çoğunluk aritmetiği yürütme ile aynı yönde olduğunda, değişiklik önerileri ya komisyon kapısında kalıyor ya da “gece yarısı eklemeleri” ile siyasetin gündemine göre şekil alıyor. Bu, bütçeyi bir “ulusal plan” olmaktan çıkarıp, kısa vadeli manevraların listesine indirgeme riski taşıyor. Provokatif soru: Plan ve Bütçe Komisyonu, gerçekten bir “muhasebe kurulu” mu, yoksa onay hattı mı?
Bütçe kimin metni? “Teknik metin” masalını neden sorgulamalıyız
“Bütçe tekniktir” söylemi yıllardır siyasetin favori sakızıdır. Oysa bütçe en siyasi metindir. Hangi şehre yatırım gidecek, hangi sosyal destek artacak, hangi vergiye yük binecek; bunların tamamı siyasal tercihtir. O tercihler bugünün Türkiye’sinde nerede şekilleniyor? Yanıt: Bakanlık talepleri → SBB’nin makro çerçevesi → Cumhurbaşkanı’nın siyasi öncelikleri… TBMM bu zincire en son, en hızlı ve en gürültülü halkada dâhil oluyor.
Zayıf halkalar: Neyi görmüyoruz, neyi görmezden geliyoruz?
- Gölge yükümlülükler: Kamu-Özel İşbirliği projeleri, kur ve talep garantileri, müteahhit ödemeleri… Bütçe kitapçığında “not düşülen” bu kalemler, risk hesabını dramatik biçimde oynatır. TBMM bu riskleri senaryo bazlı görebiliyor mu?
- Varlık Fonu ve fon ekonomisi: Bütçe dışı varlık-yükümlülük zincirleri, resmi açığı olduğundan “daha sakin” gösterir. Parlamentonun erişimi sınırlı olduğunda, vatandaş gerçek tabloyu nasıl okuyacak?
- Orta Vadeli Program bağları: Varsayımlar (büyüme, enflasyon, kur) makyajlandığında, bütçenin ilk günden “revizyon kaderi” belli olur. OVP–bütçe tutarlılığına ilişkin bağımsız stres testi TBMM’de kurumsallaştı mı?
Provokatif sorular: Tartışmayı büyütelim
- TBMM’de her bakanlığı savunacak “bağımsız teknik masa” kurulsa, yürütmenin veri üstünlüğü dengelenir mi?
- Plan ve Bütçe Komisyonu yayınlarını makine okunur veriyle zorunlu kılmak, yurttaş denetimini gerçekten güçlendirir mi?
- Ek bütçe ve ödenek aktarmalarına “üst sınır–gerekçe–etki analizi” şartı getirilse, yürütmenin manevra alanı aşırı mı kısıtlanır?
- Varlık Fonu ve KÖİ garantileri “tam konsolidasyon” ile bütçeye entegre edilse, siyasal maliyet kimlerin kapısına dayanır?
Çıplak gerçek: Hazırlayan yürütme, hesabını vermesi gereken TBMM
“TBMM bütçe tasarısını kim hazırlar?” diye sorduğumuzda, cevabı inkâr etmeyelim: Taslağı toplayan, metni kuran ve Meclis’e gönderen yürütmedir. Bu, dünyada da yaygın bir modeldir. Sorun, denge–denetim basamağının bizde giderek zayıflaması. Yasama, veriye erişimde dezavantajlı; takvim baskısı altında; bütçe dışı kanallarla çevrili. Sonuç? Bütçe, vatandaşın değil, yürütmenin metni gibi duruyor.
Ne yapmalı: Siyasî sahicilik ve kurumsal onarım
- Şeffaflık düzeyi yükseltilmeli: Komisyon ve Genel Kurul aşamasında tüm tablolar ham verisiyle yayımlanmalı; KÖİ, garanti ve fon yükümlülükleri kapsamlı eklerde sunulmalı.
- Bağımsız etki analizi zorunluluğu: Büyük kalem değişikliklerinde “ex-ante” etki analizi (bölgesel, gelir dağılımı, borç sürdürülebilirliği) Meclis usulüne bağlanmalı.
- Zaman kalkanı: Komisyon için asgari tartışma süresi ve uzman dinleme kotaları getirilmeli; alelacele geçişlerin önü kesilmeli.
- Ek bütçe disiplinine kelepçe: Yıl içi revizyonlar için şeffaf tavan ve zorunlu performans raporu kuralı konulmalı.
Son söz: Bütçe, ülkenin aynasıdır—ayna buğuluyken makyaj yapmayın
Bütçeyi yazan kalem yürütmede olabilir; ama hesap soran irade TBMM’de olmak zorunda. Aksi hâlde “TBMM bütçe tasarısını kim hazırlar?” sorusu, gün geçtikçe daha ironik duyulacak. Şimdi egemenlik söylemini test etme zamanı: Veriyi açın, tartışmayı derinleştirin, dengeyi geri alın. Çünkü demokrasi, bütçede başlar; bütçe, gerçeği sakladığında demokrasi susar.