DGS Tam Puan Kaç? Sorusu ve Benim Hayatımda Bir Yeri
DGS tam puan kaç, diye sormak aslında düşündüğünüzden daha karmaşık bir soru olabilir. Çünkü bu, sadece bir sınavın sonucunu öğrenmek değil, aynı zamanda üniversiteye yerleşme hayallerinin, çılgınca gece gündüz çalışan beyninizin ve tabii ki bolca stresin bir araya geldiği bir dönemdir. Hadi, gelin, biraz bu sınavı ve DGS’nin ne demek olduğunu, kendi hayatımdan örneklerle anlamaya çalışalım.
DGS’nin Tanımı ve Benim “Küçük” Hayatım
Öncelikle DGS tam puan kaç diye merak edenler için ufak bir açıklama yapalım: Dikey Geçiş Sınavı (DGS), açıkçası Türkçeye ne kadar çevirsem de insanın aklına daha çok “geçişin dik” olduğu bir sınav gibi geliyor. İki yıllık bölümlerden, dört yıllığa geçmek isteyenlerin girdiği bir sınav. Tam puan? 100! Bu kadar. Ama kimse “vay be, DGS’nin tam puanı 100!” diye sokakta dans etmiyor, o ayrı.
İzmir’de yaşayan biri olarak, üniversite sınavlarına, DGS’ye vs. azıcık mesafeli durmak gerçekten zor. Çünkü her köşe başında “Abi, ben DGS’yi kazanamadım, ne yapacağım?” diyen biri var. Geçenlerde, kahvede arkadaşlarla otururken birisi şu sohbete girdi:
“DGS tam puan kaç? 100 mü? Ya ben hep 80 alıyorum, geçiş yapabilir miyim?”
Arkadaşım ciddi bir şekilde 80 puanla geçiş yapabileceğini düşündüğünü söyledi. Ben de ona şöyle dedim: “Hadi ya, 80 puanla geçiş yapabileceğini mi sanıyorsun? Ne zaman kendini 100 gibi hissettin ki?”
Bu şaka bir yana, DGS gerçekten de biraz daha fazla kafa karıştıran bir sınav. Yani 100 tam puan almak gerçekten zorken, o 80’i görmek bile başlı başına bir zafer. Ama 100 almak, oraya kadar gidip orada yerleşmek… O çok başka bir şey.
DGS Sınavı Gerçekten Ne Anlama Geliyor?
Bence DGS, bir nevi hayatın başka bir versiyonunun küçük bir testidir. Benim gibi bir insana sorarsanız, aslında sadece bir sınavdan ibaret değil. Bir hayal kırıklığı, birkaç umut, yüzlerce soru ve gülümseyen bir grup insan var. Geçenlerde bir arkadaşım, “DGS’ye çalışırken kafamı sıyıracağım gibi hissediyorum” dedi. Haklıydı. Çünkü bir yandan yapıyorsun, çalışıyorsun, çabalıyorsun… Ama bir diğer yandan, “Acaba geçebilir miyim?” sorusu sürekli beyninde yankı yapıyor.
Sınav günü geldiğinde, saatlerce masa başında oturmuş olabilirsin. Ama ilk başta şöyle bir düşün: “DGS tam puan kaç?” Hani, bir insan “tam puan” dediğinde içi nasıl titrer? Benim için bu soru şu anda daha çok “hayatımda her şeyi tam yapabilir miyim?” sorusuna dönüşüyor.
DGS Tam Puan: Gerçekten Ulaşılabilir Mi?
Geçenlerde bir kafede otururken bir arkadaşım bana şunu sordu: “Ya 100 puan almak çok zor değil mi?” Ben de “Bence o kadar da zor değil,” dedim. Tabii, kafamda binlerce düşünce vardı, ama açıkça söyleyeyim: 100 almak gerçekten çok zor. Çünkü hayatta hiçbir şeyin kolay olmadığını kabul etmek gerekiyor. O yüzden, DGS tam puan kaç diye soranlar varsa, biraz gerçekçi olmaları gerek. Yani, 100 almak çok büyük bir başarı, ama kimse 100 almayı garantileyen bir formüle sahip değil. Hepimiz bu sınavı geçebilmek için mücadele ediyoruz, ama gerçekçi olmak gerek.
Hadi, Biraz Mizah
DGS’nin tam puanı 100. Evet, 100. Ama bir de şöyle bir şey var: Bu 100 puanı almak için saatlerce çalışıp, hayattan birkaç yıl çalman gerekebilir. Yani, DGS’nin 100 puanı, aslında tamamen “başarı” demek değil, bazen şans ve çok fazla fedakarlık demek. Ama hayatta şanssız olmanın ve 100’ü almak için saatlerce ders çalışmanın zorluklarını görünce, aslında o 100’ün ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Düşünsene, 100 almak istiyorsun, ama sabah işe gitmek zorundasın, akşam 11’e kadar o kitapları açıp sınav için çalışman gerekiyor. Bir gün, bir hafta, bir ay derken zaman hızla geçiyor. Ama “DGS tam puan kaç?” diye düşündüğünde, aslında biraz rahatlıyorsun. Çünkü en azından bir hedefin var. Ama işin sonunda, o kadar da zor olmadığını fark ediyorsun. Sonuçta 100 puan almak, demek ki sadece sabır, çaba ve bir de biraz da hayal gücü gerektiriyor.
Sonuç Olarak: DGS Tam Puan Kaç?
Sonuçta, DGS’nin tam puanı 100! Bunu unutmayın, 100! Ama unutmadan şunu da söyleyeyim: Bu, sadece sayısal bir değer. Gerçekten en önemli şey, her adımda öğrendiğiniz ve geliştirdiğiniz şeyler. Çünkü DGS bir sınav, hayatın kendisi değil. Hayat da böyle bir şey zaten, insan ne kadar çabalarsa çabalsın, bazen 100 almak imkansızdır. Ama bu, pes etmeyi gerektirmez. Düşün, belki de senin başarılarının ölçüldüğü tek şey, bir sınav değil, hayata bakış açındır.